İşe geç gelmeyi alışkanlık haline getiren işçinin işine son verilmesi "geçerli fesh" nedenidir.

İşçinin işine zamanında gelerek çalışması iş görme edimlerinden belki de en önemlisidir. İşine devamlı geç gelen işçinin iş akdine son verilmesi geçerli bir fesh nedeni olarak kabul edilmektedir. Yani mesaisine geç gelen işçinin işe iade davası açarak işine geri dönmesi hukuken mümkün değildir. Mesaiye geç gelme işveren için haklı bir sebeptir. Yargıtay verdiği bir kararda özetle ”  Davacı, iş akdinin işverence, haksız olarak feshedildiğinden bahisle işe iadesini ve iş güvencesi tazminatlarının ödetilmesini istemiştir. Somut olayda, davacının, C… isimli TV kanalında son olarak koordinatör vekili olarak görev yaptığı ve davalı tarafından dosyaya sunulan devredilen personele ilişkin listeye göre de devir listesinde <koordinatör vekili> olarak yer aldığı, bu nedenle davacıya başkaca bir işin verilmesinin mümkün olmadığı sabittir. Ancak davacının ….. tarihleri arasında hemen hemen her gün bazen dört saati aşar şekilde mesaiye geç gelmeyi alışkanlık haline getirdiği de sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. İşçinin mesaiye sürekli olarak geç gelmesi işveren açısından geçerli fesih nedenidir.” diyerek işçinin işe iadesine karar verilmesini doğru bulmamıştır. Burada dikkat edilmesi gereken şudur.İşçi bu nedenle işine iadesini isteyemeyecek fakat koşulları varsa kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti vs. haklarını alabilecektir.

Kararın devamında;

” Davacı, iş akdinin işverence, haksız olarak feshedildiğinden bahisle işe iadesini ve iş güvencesi tazminatlarının ödetilmesini istemiştir.

Davalı, davacının kendisine verilen işi uyarılara rağmen ısrarla yapmadığını, sürekli olarak işe geç geldiğini ve işverene yalan söyleyerek aradaki güven ilişkisini zedelediğinden bahisle iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacının işe iadesine karar verilmiştir.

Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve devamı maddeleridir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.

İş Kanununun 18.maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi süresince herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

Somut olayda, davacının, C… isimli TV kanalında son olarak koordinatör vekili olarak görev yaptığı ve davalı tarafından dosyaya sunulan devredilen personele ilişkin listeye göre de devir listesinde <koordinatör vekili> olarak yer aldığı, bu nedenle davacıya başkaca bir işin verilmesinin mümkün olmadığı sabittir.

Ancak davacının 1-17 Ağustos 2011 tarihleri arasında hemen hemen her gün bazen 4 saati aşar şekilde mesaiye geç gelmeyi alışkanlık haline getirdiği de sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. İşçinin mesaiye sürekli olarak geç gelmesi işveren açısından geçerli fesih nedenidir. Bu durum karşısında, davacının, iş akdinin işveren tarafından geçerli nedenle feshedildiği kabulü ile davanın reddi gerekirken işe iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Yukarıda açıklanan sebeplerle 4857 sayılı Kanun’un 20/3 maddesi gereğince mahkemece verilen kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.”

Bu nedenle işçinin ve işverenin çalışma yaşamında dikkat etmesi gerekir.

Tavsiye Edilen Yazılar

4 Yorumlar

  1. Tevrat bey merhaba,
    rica etsem kararın tam içeriğini daire ve numarasını bildirir şeklini bana gönderir misiniz.
    Teşekkürler,
    Av. Çiğdem BAYSAL

    • Mail adresinize gönderdim, meslektaşım.

  2. Kolay gelsin meslektaşım ben de diğer meslektaşım gibi kararın tam metnini rica edebilir miyim? Şimdiden teşekkür ederim saygılarımla Av. Naim TOPÇU

    • T.C. YARGITAY
      7.Hukuk Dairesi
      Esas: 2013/14031
      Karar: 2013/11810
      Karar Tarihi: 24.06.2013
      İŞE İADE DAVASI – İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATLARININ ÖDETİLMESİ – DAVACIYA BAŞKACA BİR İŞİN VERİLMESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI – İŞÇİNİN MESAİYE SÜREKLİ OLARAK GEÇ GELMESİ İŞVEREN AÇISINDAN GEÇERLİ FESİH NEDENİ OLDUĞU – HÜKMÜN BOZULDUĞU
      ÖZET: Davacı, iş akdinin işverence, haksız olarak feshedildiğinden bahisle işe iadesini ve iş güvencesi tazminatlarının ödetilmesini istemiştir. Somut olayda, davacının, C… isimli TV kanalında son olarak koordinatör vekili olarak görev yaptığı ve davalı tarafından dosyaya sunulan devredilen personele ilişkin listeye göre de devir listesinde olarak yer aldığı, bu nedenle davacıya başkaca bir işin verilmesinin mümkün olmadığı sabittir. Ancak davacının ….. tarihleri arasında hemen hemen her gün bazen dört saati aşar şekilde mesaiye geç gelmeyi alışkanlık haline getirdiği de sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. İşçinin mesaiye sürekli olarak geç gelmesi işveren açısından geçerli fesih nedenidir. Bu durum karşısında, davacının, iş akdinin işveren tarafından geçerli nedenle feshedildiği kabulü ile davanın reddi gerekirken işe iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
      (4857 S. K. m. 18, 20, 25)
      Dava: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
      Karar: Davacı, iş akdinin işverence, haksız olarak feshedildiğinden bahisle işe iadesini ve iş güvencesi tazminatlarının ödetilmesini istemiştir.
      Davalı, davacının kendisine verilen işi uyarılara rağmen ısrarla yapmadığını, sürekli olarak işe geç geldiğini ve işverene yalan söyleyerek aradaki güven ilişkisini zedelediğinden bahisle iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
      Mahkemece, davacının işe iadesine karar verilmiştir.
      Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve devamı maddeleridir.
      4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
      İş Kanununun 18.maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi süresince herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
      4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
      Somut olayda, davacının, C… isimli TV kanalında son olarak koordinatör vekili olarak görev yaptığı ve davalı tarafından dosyaya sunulan devredilen personele ilişkin listeye göre de devir listesinde
      olarak yer aldığı, bu nedenle davacıya başkaca bir işin verilmesinin mümkün olmadığı sabittir.
      Ancak davacının 1-17 Ağustos 2011 tarihleri arasında hemen hemen her gün bazen 4 saati aşar şekilde mesaiye geç gelmeyi alışkanlık haline getirdiği de sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. İşçinin mesaiye sürekli olarak geç gelmesi işveren açısından geçerli fesih nedenidir. Bu durum karşısında, davacının, iş akdinin işveren tarafından geçerli nedenle feshedildiği kabulü ile davanın reddi gerekirken işe iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
      Yukarıda açıklanan sebeplerle 4857 sayılı Kanun’un 20/3 maddesi gereğince mahkemece verilen kararın bozularak ortadan kaldırılması ve Dairemizce aşağıda yazılı hükmün kurulması gerekmiştir.
      Sonuç: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
      1- Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
      2- Davanın REDDİNE,
      3- Eksik alınan 5,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
      4- Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
      5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.320,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
      6- Davalı tarafça yapılan 420,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
      7- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
      8- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. (¤¤)
      Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir